Kurban Bayramı'nda sağlıklı beslenme için porsiyon ve pişirme uyarısı

Kurban Bayramı'nda sağlıklı beslenme için porsiyon ve pişirme uyarısı

İSTANBUL (AA) - MAŞALLAH DAĞ - Medicana Çamlıca Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Pirçek, Kurban Bayramı'nda et ve tatlı tüketiminde porsiyon kontrolünün önemli olduğunu belirterek, bu süreçte su tüketimine özen gösterilmesi, gazlı ve şekerli içeceklerden kaçınılması gerektiğini söyledi.

Kurban Bayramı ile sofralarda kırmızı et ve tatlıların daha sık yer alması, sindirim sisteminden kan şekerine kadar birçok konuda sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Aşırı et tüketimi mideyi yorarken, kontrolsüz tatlı tüketimi özellikle diyabet, obezite ve kalp rahatsızlığı olan bireyler için ciddi riskler oluşturabiliyor.

Bu dönemde porsiyon kontrolü, sağlıklı pişirme yöntemleri ve dengeli beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesi büyük önem taşıyor.

Uzmanlar, bayram sofralarında ölçüsüzlükten kaçınılması, etin uygun koşullarda pişirilip saklanması ve tatlı tüketiminde tercihlerin bilinçli yapılması gerektiğini belirtiyor.

Özellikle kronik hastalığı bulunan bireylerin, bu dönemde beslenme düzenlerini ihmal etmeden sağlıklarını korumaya özen göstermesi de uyarılar arasında başı çekiyor.

- "Ara öğünlerde meyve ve kuruyemişler tüketilmeli"

Medicana Çamlıca Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Deniz Pirçek, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Kurban Bayramı'nda et tüketimin artmasıyla sindirim sisteminin metabolizma üzerinde ekstra yük oluşturabileceğini söyledi.

Bu dönemde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının sürdürülmesinin vücudun genel sağlığı açısından önem taşıdığını vurgulayan Pirçek, "Kahvaltı hafif ve dengeli olmalıdır, et içeren kahvaltı yerine hafif sindirimi kolay seçenekler tercih edilmeli. Ara öğünlerde meyve ve kuruyemişler tüketilmeli, etin yanında mutlaka lifli sebzeler olmalıdır. Gece ise rezene, papatya gibi rahatlatıcı bitki çaylar tüketilmelidir." diye konuştu.

Pirçek, "Kurban Bayramı'nda kırmızı etin yoğun tüketimi, doğru pişirme ve saklama kurallarına uyulmazsa hem kısa vadede sindirim sorunlarına hem de uzun vadede ciddi sağlık risklerine yol açabilir. Yeteri kadar pişirilmeyen et, salmonella, koli basili gibi bakterilerin canlı kalmasına yol açarak gıda zehirlenmesine sebebiyet verir." ifadelerini kullandı.

- Yanlış pişirme ve saklama yöntemleri hastalık riskini artırıyor

Etin pişirme ve saklama koşullarının sağlık açısından büyük önem taşıdığını dile getiren Pirçek, eti yağda kızartmaktan kaçınmak gerektiğini söyledi.

Bu yöntemin hem besin değerini düşürdüğünü hem de sağlıksız trans yağların oluşmasına yol açtığını kaydeden Pirçek, "Etin iç sıcaklığının en az 70 dereceye ulaştığı haşlama, ızgara veya fırın yöntemleri, hem hijyenik hem de besin değerinin korunması açısından en sağlıklı tercihlerdir." dedi.

Pirçek, açık ateş kullanımının da risk oluşturduğuna dikkati çekerek, mangal gibi doğrudan ateşe maruz kalan etin yüzeyinde kömürleşmenin oluşabileceğini, bunun da kanserojen maddelerin açığa çıkmasına neden olabileceğini ifade etti.

Etin saklama koşullarına da değinen Pirçek, dinlenmiş etin, hava almayacak şekilde sarılarak bir süre buzdolabında muhafaza edilebileceğini, daha uzun süreli saklama için ise porsiyonlara ayırılması ve derin dondurucuda saklanması gerektiğini söyledi.

Pirçek, donmuş etlerin çözdürülmesi sürecine de özen gösterilmesi uyarısında bulunarak, etlerin buzdolabının alt rafında yavaş şekilde çözdürülmesi gerektiğini, aksi halde bakterilerin hızla çoğalmasına neden olabileceğini belirtti.

Etin sağlıksız pişirilmesinin yalnızca besin değerini düşürmekle kalmadığını, aynı zamanda ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabildiğini dile getiren Pirçek, etin yüksek sıcaklıkta pişmesinin mide-kolon ve pankreas gibi organlarda kanser riskini artırabildiğini, yine çok uzun süre veya yüksek ısıda pişirilmesinin protein yapısının bozulmasına, B12 ve B vitaminlerinin yok olmasına, bunun da sinir sistemi sorunlarına neden olabileceğini anlattı.

- Sütlü ve meyveli tatlılar öncelikli tercih olmalı

Pirçek, bayram sofralarında sıkça yer alan tatlıların tüketimi konusuna da değinerek, her öğünde tatlı yenilmemesi gerektiğine işaret etti.

Günlük tatlı tüketiminin bir porsiyonu geçmemesi gerektiğini belirten Pirçek, şu tavsiyelerde bulundu:

"Bayram boyunca her öğün tatlı tüketmek yerine, günde bir porsiyonu aşmayacak şekilde, mümkünse sütlü tatlılar veya meyve bazlı hafif tatlılar tercih edilmelidir. Şerbetli ve hamurlu tatlılar yerine, porsiyon kontrolü sağlanarak haftada 1-2 kez tüketilebilir. Şekerli gıdaların fazla tüketimi, özellikle çocuklar, yaşlılar, diyabet hastaları, insülin direnci olanlar, obezite riski taşıyanlar ve kalp rahatsızlığı bulunan bireyler için ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. "

Pirçek, bu grupların, kan şekeri dengesizlikleri ve kilo kontrolü açısından şekerli gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmalarını önerdi.

Pirçek, "Kurban Bayramı'nda dengesiz beslenme durumunda ortaya çıkabilecek başlıca sağlık sorunları arasında, mide sorunları, hazımsızlık, kabızlık, ishal, şişkinlik, kalp rahatsızlıklarının kötüleşmesi, kan şekeri dengesizlikleri ve tansiyon yükselmesi sayılabilir." dedi.

Kronik hastalığı olan bireylerin bu dönemde daha dikkatli olması gerektiğini dile getiren Pirçek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Et ve tatlı tüketiminde porsiyon kontrolü sağlanmalı, su tüketimine özen gösterilmeli, gazlı ve şekerli içeceklerden kaçınılmalıdır. Sindirime yardımcı olması için sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır. Etler kızartma yerine haşlama, ızgara veya fırında pişirilmelidir. Ana öğünler arasında sağlıklı ara öğünler tüketerek kan şekerinin dengede kalması sağlanmalıdır. Kronik hastalığı olan bireyler ilaçlarını düzenli kullanmaya devam etmeli ve beslenme düzenindeki değişiklikleri doktorlarıyla paylaşmalıdır. Yeterli uyku ve dinlenmeye özen gösterilmelidir. Hafif egzersizler veya yürüyüşler yaparak sindirime yardımcı olunabilir."