
İZMİR (AA) - MAHMUT SERDAR ALAKUŞ - Akdeniz açıklarında orkinos avlama sürecini tamamlayan Türk balıkçılar, dönüş yolunda yer yer 2 metreyi bulan dalgalarla mücadele ederken, zorlu Çeşme Boğazı'ndan geçişte özel önlemler aldı.
Orkinos, Uluslararası Atlantik Orkinoslarını Koruma Komisyonu (ICCAT) tarafından belirlenen kota çerçevesinde avlanıyor. Japonların çiğ balık eti ve pirinç kullanarak yaptığı suşinin ham maddesi olan orkinos, zorlu bir avcılık ve yetiştiricilik süreci sonrası mutfaklara giriyor.
Malta ile Tunus arasındaki uluslararası sularda kota kapsamında belirlenen miktarda orkinosları canlı şekilde kafeslere alan Türk balıkçılar, balıkları taşıyan kafesleri Akdeniz'den Ege'ye ulaştırmak üzere yaklaşık 30-35 gün süren sabit hızda bir deniz yolculuğuna başlıyor.
Balıkların sağlığı için kafesler sabit hızda çekilirken, teknelerin makineleri yol boyunca hiç durdurulmuyor.
Yolculuk boyunca rüzgar, dalga ve akıntılarla mücadele eden balıkçıların, en çok zorlandıkları bölge olan Çeşme Boğazı'ndan geçişte de özel önlemler aldı.
Boğazda yer yer 2-3 metreye ulaşan dalgalarla karşılaşan ekipler, su derinliğinin 15-16 metreye kadar düştüğü bölgede 25 metre derinliğindeki kafeslerin zarar görmemesi için su altı kaldırma balonları kullandı.
Orkinoslar, böylece güvenli bir şekilde yıl sonuna kadar beslenecekleri İzmir'in Urla ilçesindeki Gerence Körfezi'ne ulaştı.
Balık dolu havuzların geçişi AA foto muhabiri tarafından su altından görüntüledi.
Kılıç Balık Orkinos Çiftlik Müdürü Hasan Yılmaz, 25 Mayıs'ta başlayan sezonun hava şartları açısından zorlu ama avcılık yönüyle verimli geçtiğini söyledi.
Yılmaz, "Doğada orkinos bolluğu gözle görülür hale geldi. ICCAT kotası sayesinde avcılık belli bir düzene girdi, bu da stokların kendini toparlamasını sağladı. Bu yıl sürüler daha kalabalık ve canlıydı. Avlama sürecinde nispeten daha az zahmet çektik." dedi.
- En zorlu aşama Çeşme Boğazı
Yolculuk sürecinin en zorlu aşamasının Çeşme Boğazı geçişi olduğunu belirten Yılmaz, şunları anlattı:
"Kafeslerimiz bir aylık yolculuktan sonra yolculuğun en kritik noktalarından birisi olan Çeşme Boğazı'ndaki sığ noktaya geliyor. Burada su derinliği yaklaşık 15-16 metre, kafeslerimizin derinliği ise 25 metredir. Bu bölgede hem balıklarımızın hem de kafeslerimizin zarar görmemesi için ağların altını özel su altı balonlarıyla kaldırarak buradan emniyetli bir geçişi sağladık. Amacımız Çeşme Boğazı'ndaki sığ bölgede ağların zemine takılmasını engellemek. Su altında zemine takılıp parçalanma riski çok yüksek ve böyle bir şeyle karşılaşmak istemeyiz."
Yılmaz, dalgıçların boğaz geçişinden önce kafeslerin altına kaldırma balonlarını yerleştirdiğini dile getirerek, bu sürecin titizlikle yürütüldüğünü vurguladı.
Kaldırma balonları sayesinde kafes ağlarının zeminden yükseltildiğini anlatan Yılmaz, boğaz geçişinin zahmetsizce ve herhangi bir kayıp yaşanmadan tamamlandığını söyledi.
14 Mayıs'ta Yalova'nın Armutlu ilçesinden denize açılan kaptanlardan Mustafa Pars ise sürecin denizciler açısından oldukça yorucu geçtiğini anlattı.
İklim değişikliğinin kendilerini de etkilediğini anlatan Pars, şunları söyledi:
"Bir, iki senedir hava şartları daha olumsuz geçmekte. Aşağı yukarı bir aydan beri yollardayız. 32-33 gün sürdü buraya gelmemiz. Teknenin içinde 20 metrekare bir alanın içinde 2 ayı geçirmek zorunda kalıyorsunuz. Benim bu altıncı sezonum. Çeşme Boğazı'ndan geçerken sığlık olduğu için kafeslerin ağları daha derin olduğundan dalgıç arkadaşlar aşağıya iniyorlar kontrollü bir şekilde herhangi bir kafeslere balığa bir zarar gelmemesi için. Hızımızı düşürmüyoruz."